
Maltepe escort Gonca, Maltepe’nin Fındıklı Mahallesi’nde, Marmaray’a yakın eski bir apartmanda yaşıyordu. Dairesi yüksek katlarda değildii ama penceresinden deniz görünürdüü. Özellikle sabah erken saatlerde, sis aralanırken suyun üzerindeki martıların sesi ona garip bir huzur verirdi. Oysa huzur onun hayatında lüks sayılırdı. 28 yaşındaydı ve son üç yıldır bu evde, yalnız yaşıyordu.
Memleketi Tokat’tan ayrıldığında 21’di. Bir akrabaya sığınmak için geldiği İstanbul’da, beklediği kucak yerine hor görü ve tehdit bulmuştu. Elinde hiçbir şey yokken, yardım isteyen bakışları bir gece onu karşılıksız bırakmamıştı. O geceden sonra adımlarını geriye değil, aşağıya doğru attı. Dibe. Ve orada kalmayı öğrendi.
Maltepe escort Maltepe’yi sevmişti. Çünkü burada gündüzler sessiz, geceler görünmezdi. İnsanlar birbirine karışmazdı. Apartmanındaki komşular bile onun ismini bilmezdi; zili çalmaz, perdeyi aralamazdı. Bu görünmezlik, onu hem koruyor hem de silip götürüyordu.
Mektup Kutusu
Bir sabah posta kutusunu açtığında, içinde bir zarf buldu. Ne isim vardı ne adres. Sadece “1. Kat, Sağ Daire” yazıyordu. Zarfı açtı. İçinde çocukça yazılmış bir not:
“Pencereden her sabah seni izliyorum. Gülümsediğin gün, güneş daha erken doğuyor. —Karşı bina, 2. kat”
Gonca önce ürktü. Sonra penceresine yaklaştı. Gerçekten de tam karşıda, yaşlı bir binanın ikinci katında rengârenk perdeler vardı. Her sabah açık bırakılır, belli ki biri içeriden bakardı. Ertesi sabah gülümsedi, sadece kısa bir an için. Aynı akşam yine bir zarf:
“Bugün çok güzeldin. Teşekkür ederim.”
Bu böyle iki hafta sürdü. Ne gelen kendini gösterdi, ne Gonca onun kim olduğunu sordu. Ama o kısa cümleler, Gonca’nın yüzüne ayna tuttu. Onu sadece bir beden değil, bir gülümseme olarak gören biri vardı artık. Belki hiçbir şey değişmeyecekti ama pencere artık sadece hava almak için değil, umut almak için de açılıyordu.
Bir yanıt yazın