
Pendik escort Nermin, Pendik’in Kavakpınar Mahallesi’nde, tren yoluna yakın iki odalı eski bir dairede yaşıyordu. Dairenin camları yıllar öncesinden kalma, bozuk menteşeliydi. Rüzgar esti mi, perdeyle birlikte anıları da dalgalanırdı. 38 yaşındaydı. Hayatının neredeyse yarısı İstanbul’da, kalanı da geride bıraktığı Karaman’da kalmıştı.
Pendik’i sevip sevmediğini bile bilmiyordu. Ama bu semtin kenarında, insanların hızlı hızlı geçip gittiği bir yerde yaşamak, ona kalabalık içinde görünmez olma hakkı veriyordu. İnsanlar tren istasyonuna yürürken birbirine çarpar ama göz göze gelmezdi. Nermin için bu, bir avantajdı. Çünkü ne olduğunu bilmeden bakan gözlerden çok yorulmuştu.
Pendik escort Gece çalışıyor, gündüz ya uyuyor ya da tren seslerini dinliyordu. Her sabah ilk tren geçtiğinde sayıklayarak uyanıyor, ama kalkmıyordu. Çünkü artık uyanmak ile kalkmak arasındaki farkı öğrenmişti: Uyanırsın, ama hayat devam etmez.
Rayların Sonu
Bir sabah, evinin yakınındaki alt geçitte küçük bir defter buldu. Sayfaları ıslanmışş, bazı yerleri silinmiştiş ama ortalarında bir not kalmıştıı:
“Eğer biri bunu bulursa, ben yaşadım. Sessiz ama gerçek bir hayatım vardı.”
Nermin donakaldı. Bu cümle, yıllardır kendi içinden geçirdiği ama hiç yazmadığı bir şeydi. Defteri aldı, kuruttu, günlerce okudu. Notlar, belli ki genç bir kadına aitti. Kendi gibi yalnız, kendi gibi görünmez birine.
Günler geçtikçe, defterdeki yazılardan o kadının hayalini kurdu. Sonra bir sabah karar verdi: İlk trene binecekk, en azından bir kez olsun bir yöne gidecektii.
Yıllardır ilk defa, işe gitmek dışında bir tren bekledi. İstasyonda otururken, içinden geçen cümleyi mırıldandı: “Ben de yaşadım. Sessiz ama gerçek.”
Tren geldi. Nereye gittiği önemli değildii. Önemli olan, artık bir yere gitmek istemesiydi.
Bir yanıt yazın