
Ümraniye escort dar sokakları gece sessizliğine gömülmüştü. Yağmur yeni dinmiş, kaldırımlar parlak bir film şeridi gibi uzanıyordu. Adı Zehra’ydı. Henüz yirmi üç yaşındaydı ama hayat, omuzlarına otuz yıllık yorgunluğu yüklemişti.
Küçük yaşta babasını kaybetmişti. Annesi, onu ve kardeşini büyütebilmek için evlere temizliğe giderdi. Zehra okulu severdi, öğretmen olma hayali kurardı ama hayatın planı başkaydı. Annesi hastalanıp iş yapamaz hale geldiğinde, evin yükü Zehra’nın üzerine kaldı. Marketlerde, kafelerde, tekstil atölyelerinde çalıştı; ama kira, fatura, ilaç parası derken, kazandığı hiçbir zaman yetmedi.
Bir gece çaresizlik içinde otururken, tanımadığı bir kadın yanına geldi. Kadın gözlerinin içine bakıp sadece,
“Hayatta kalmak bazen seçim değil, mecburiyettir,” dedi.
O söz, Zehra’nın kaderini değiştirdi.
O günden sonra Ümraniye escort geceleri, onun geçim yolu oldu. Her sabah eve döndüğünde, aynaya baktığında kendine fısıldardı:
“Bir gün kurtulacağım.”
Yine böyle bir sabah, gözleri şiş, yorgun bir şekilde eve dönerken kapısının önünde yaşlı komşusu Meryem teyze onu gördü. Kadın hiçbir şey sormadı, sadece bir tabak çorba uzattı.
O gün kendi kendine söz verdi: Bu hayat burada bitecekti.
Bir hafta boyunca araştırdı, cesaretini topladı ve Ümraniye Kadın Danışma Merkezi’ne gitti. İlk başta konuşamadı; sadece ağladı. Kadınlar onu dinledi, elini tuttu. İlk kez yargılanmadan biri onu anlamıştı.
Bir yanıt yazın